Alçak Gerilim Elektrik Taahüt İşleri

Alçak gerilim şebekeleri 1 volt ile 1000 volt (1 kV) arası gerilime sahip olan şebekelerdir. Bu şebekeler dağıtım trafolarından tüketicilere (abonelere) kadar olan elektrik hatlarından oluşur. Alçak gerilimle yapılan iletimlerde gerilim düşümü ve güç kaybı fazla olduğu için alçak gerilimler iletimden ziyade dağıtım şebekelerinde kullanılır. Ülkemizde alçak gerilim, abonelerde 220 V ve 380 V olarak kullanılıyor.


Busbar, elektrik enerjisinin dağıtım ve taşınması için tasarlanmış prefabrik ve modüler bir sistemdir. Genel yapısı metal bir gövde içerisinde, standartlara uygun olarak alüminyum ya da bakır iletkenlerin izolasyon malzemeleri ve ortamları ile birleşmesinden oluşur.

A.G. (1kV) Busbar Sistemlerinin, yıllar sonra dahi, korozyondan etkilenerek paslanmasını ve topraklama hatalarını engellemek için dış kasalar alüminyum malzemeden üretilmiştir.

Alışveriş merkezleri, fabrika, otel, okul, iş merkezi, trafo merkezi AG çıkışı, aydınlatma sistemleri dağıtım ve iletim sistemleri gibi birçok farklı alanda kullanılabilir.


Büyük üretim tesislerinde ve iş yerlerinde elektirik enerjisinin ana dağıtımını Alçak Gerilim (AG) dağıtım panoları yapar. Trafolardan gelen enerji dağıtım panosuna gönderilir ve dağıtım buradan gerçekleşir. Büyük tesislerde ürün kompanzasyon panosu ile birlikte montajlanır.
Kullanım yerlerine göre sıva altı ve sıva üstü şeklinde diyazn edilebilir. DKP sacdan ya da yalıtkan malzemelerden üretilebilir.  Kompanzasyon, indüktif ve kapasitif etki nedeniyle oluşan voltaj ve akım arasındaki faz kaymasını düzelterek sistemi ideale yakın bir derecede sabit tutmaya yarayan işlemdir. Tesisin gücüne ve voltaj değerine göre pano boyutları belirlenir ve buna göre pano tasarımı yapılır. Harici ve dahili olmak üzere tasarımsal farklılıklar gösterebilir.


Özellikle hastaneler, okullar, işyerlerinde sıklıkla kullanılan jeneratörler, elektrik enerjisi ile çalışan sistemlerin sürekliliğini sağlamak için en ideal makinelerdir. Jeneratörlerin çalışma prensibi; mekanik enerjinin elektrik enerjisine doğru çevrilmesi yönündedir. Kısaca mekanik enerjinin elektrik enerjisine çevrimini sağlayabilen bir tür elektrik enerjisi üreticisidir.

Şebeke arızaları nedeniyle ya da ikamet edilen adreste herhangi bir şekilde elektrik enerjisi bulunmuyorsa, jeneratörler aracılığı ile elektrik enerjisi üretilebilmektedir. Şebekeden gelen elektrik akımı kesilir kesilmez kısa bir zaman içerisinde otomatik olarak çalışan jeneratörler sayesinde iş yerleri, evlerin veya tüm binanın elektrik enerjisi olarak hizmet görebilmektedir.


Kesintisiz güç kaynakları (Uninterruptible Power Supply – UPS), elektrik enerjisi ile beslenen sistemleri hem şebekede meydana gelen veya gelebilecek çöküntüler, yükselmeler, ani değişikler, harmonikler gibi gerilim dalgalanmalarına karşı koruyan hem de enerji kesintisi sırasında enerji üreterek sistemin devamlılığını sağlayan elektronik cihazlara denir. Kesintisiz güç kaynakları, elektrik enerjisi ile beslenen sistemlere karşı iki görevi vardır. Birincisi sistemi olumsuz şebeke koşullarına karşı korumaktır. Diğeri ise enerji kesintisizi sırasında bünyesinde depoladığı enerjiyi bir süreliğine sisteme aktararak sistemdeki acil işlemleri tamamlamak adına kullancıya zaman sağlamaktır.


Bina otomasyon ve yönetim sistemleri insandan bağımsız olarak, önceden belirlenmiş acil durum senaryolarını çalıştırmak, talep edilen konfor koşullarını ve enerji verimliliğini sağlamak amacı ile tesis edilir. Bu amaçla; iklimlendirme ve havalandırma cihazları, iç ve dış ortam aydınlatmaları, motorlu perde, panjur ve gölgeleme sistemleri; enerji analizörü, kalorimetre ve su sayaçları gibi ölçüm cihazları; trafo, jeneratör, kesintisiz güç kaynağı ve benzeri cihazlar; otopark egzoz gazı algılama, açılır / kapanır cephe gibi sistemlerin tek bir merkezden izleme, kontrol ve raporlanmasını sağlar. Ayrıca CCTV (kapalı devre televizyon), kartlı geçiş, yangın algılama vb diğer güvenlik sistemleri ile de entegre edilerek tek merkezden tüm binanın minimum personel ve maksimum verimlilikle kontrolü de mümkündür.


İnsanlar üzerinde fizyolojik ve psikolojik etkileri olan ışık, ev, iş veya sosyal hayatta en temel ihtiyaçlardan biridir. Hem tasarımsal anlamda hem de bir ihtiyaç olarak kullanılan ışığın yoğunluğu, rengi ve konumu bir mekânın algısını tamamen değiştirebilir.
Aydınlatma tasarımında farklı özellikte armatürler kullanılması ya da aynı armatürlerin farklı kullanım şekilleri ve konumlandırılması aynı mekânın çok farklı algılanmasına sebep olabilir. Bu nedenle ışığın kullanımında bazı temel unsurlar ve kurallar ortaya çıkar.

Aydınlatma tasarımı, kullanılacak ışığın, mekânların mimari ve coğrafik durumuna göre en iyi şekilde uygulanmasını sağlayan teknik bir adımdır. Oldukça kapsamlı analizleri ve planlamaları içeren aydınlatma tasarımı ile alanların en verimli ve en sağlıklı şekilde kullanılması amaçlanır.


Aydınlatma Otomasyonu; binanın, iç-dış mimari aydınlatma sistemlerini tek bir merkezden zaman, ortam ışık şiddeti ve kullanım koşullarına göre ölçümleyerek enerjiden tam tasarruf ve verim alma olanağı sağlar; böylelikle, kullanımdan kaynaklı hata ve arızaları da en aza indirgemiş olur.

Aydınlatma otomasyon sisteminde; kullanıcıyla yapı arasındaki iletişimi, yapıda kullanılan aydınlatma sistemlerini etkinleştirecek olan akıllı ayarlanabilir hareket ve varlık sensörleri ile uzaktan kontrole imkân veren LCD duvar modülleri sağlar. Kontrol panelleri; yapıyı, kullanıcının önceden belirlemiş olduğu ya da otomasyonun, yapının ortam ve kullanım alışkanlığına göre aydınlatma programını düzenleyerek minimum enerji-maksimum verimliliğe göre ayarlar. Bu durumda, hem yapının kullanım ömrü uzatılmış olur, hem de kullanıcının zamandan tasarrufu sağlanılarak, beklenmedik yapı onarımlarından korunulmuş olur.


Enerji izleme otomasyonu; enerji tüketimini ve donanımı verimli şekilde yönetmek, risk ve kayıpları en aza indirmek için kullanılan bir otomasyon sistemidir.

Enerji tüketiminin azaltılması çevreye fayda sağladığı gibi işletmelerin karlılığını da artırdığı anlaşılmıştır. Enerji kullanımına yönelik çözümler uygulandıktan sonra enerji tüketimine ilişkin verilerin izlenmesi ve iyileştirme yapılması gerekmektedir. Böylece enerji kullanımının azaltımı sürekli hale gelmiş olacaktır.


Yıldırımdan korunma, prensip olarak yıldırım darbesini yakalayacak bir ya da birden çok tercih edilebilir nokta oluşturarak bu darbe akımını düşük özdirençli malzemeler kullanarak güvenli bir şekilde toprağa ileterek sönümlemektir. Bu sistem ile yıldırımın yakalanarak toprağa iletilip sönümlemesi sırasında korunması planlanan yapıya zarar vermemeyi sağlamaktadır. 

Topraklama, elektrik ile çalışan cihazların olası bir elektrik kaçağı tehlikesine karşı alınan hayati bir önlemdir.Kaçak elektriğin bir iletkenle toprağa verilmesini sağlayan basit bir sistemdir. İnsan hayatını ve cihazların kullanım ömrünü riske atmamak için elektrik kaçağı riskine karşı topraklama kesinlikle yapılmalıdır. Böylece cihazda oluşabilecek fazla elektrik yükü direnci çok az olan toprak hattı üzerinden toprağa verilecek ve cihaza dokunan kişilerin hayati tehlikesi ortadan kalkmış olacaktır.